BÜYÜK TÜRKİYE
Merhaba uzun zamandır aranızda yokum. Ne YouTube’da ne Instagram’da ne de Tik Tok’ta hiçbir şey paylaşmıyorum. Peki, neden? Anlatacak, söyleyecek çok şeyim olmasına rağmen susmayı şu ana kadar tercih ettim.
Türkiye’nin gündeminden ne kadar uzak kalmak istesem de. Gündem ve ekonomi bir türlü bizi rahat bırakmıyor. Bir taraftan ekonomi her geçen gün daha kötüye gidip alım gücümüzü düşürürken. Diğer taraftan süpermarkette hisse senetleri takip eder gibi domates, salatalık fiyatları takip etmeye başladık.
Kırmızı
et fiyatları o kadar arttı ki, kırmızı eti artık sadece rüyamızda görmeye başladık.
Fiyatlar o kadar saçma hale geldi ki, en ucuz gıda olan salatalık yani hıyarın
fiyatı bir dönem ithal muzun fiyatını geçti. Ben çocukken kasalarla aldığımız
domates resmen lüks tüketim gıdası oldu. Bir liderin, bir önderin yöneticilik
kabiliyetleri kriz anında ortaya çıkar. Ne yazık ki ne Türkiye’de ormanlarımız
günlerce yanarken ne de binlerce vatandaşımız depremde göçük altında
kurtarılmayı beklerken o kurtarıcıyı o lideri göremedik.
Gözlerimizde yaş, binlerce
vatandaşımızın bir an önce kurtarılması için Allaha dua ettik ve ekonomimizin
elverdiği ölçüde güvenilir ve denetlenen yardım kuruluşlarına vatandaşlarımıza
bir nebze de olsa yardım edebilsinler diye katkıda bulunduk.
Ben
bugüne kadar siyasete uzak durmuş biriyim. Bugüne kadar sizin gibi ülkenin
yönetimini hep başkalarına bıraktım ama bizim gibi dürüst ve akıllı insanlar,
siyasetin çirkefliğinden dolayı uzak durduğu için, siyaset belli bir kesimin
eline geçti.
Milletvekillikleri, parti başkanlıkları babadan oğula geçmeye başladı. Ve ülkenin kaymağını yiyen, bir kaymak yiyici tabaka oluştu. Bunun yanında nice karaktersiz yanar döner adam milletvekili yapıldı.
Bir kere şunu ortaya koyalım, biz Türk halkı olarak bizi seçecek milletvekilini seçmiyoruz. Biz milletvekilini seçmediğimiz için de milletvekili biz halka değil kendisini seçen oraya getiren parti başkanına yalakalık yapıyor. Yani sen ben biz kimsenin umurunda değiliz.
Ev fiyatları ve kiralar bazı çevreler tarafından bilinçli olarak şişirildiği halde buna dur diyen kimse yok. Yani acımasız Amerikan kapitalizmi Türkiye’de yavaş yavaş hayata geçiriliyor. Hem eğitim hem sağlık yavaş yavaş paralı oluyor.
Ben tek başıma bunlara dur diyemem ama biz hep beraber daha büyük ve daha güçlü bir Türkiye’nin oluşmasını sağlayabiliriz.
Büyük ve güçlü Türkiye için farklılıklarımızı bir kenara bırakıp hepimizin bir araya gelmesi lazım. Ben bugünden itibaren sizlerin daha iyi ve hızlı dil öğrenmeniz için yapacağım çalışmaların yanında. Dünya’ya önderlik edecek büyük ve güçlü Türkiye içinde çalışmaya başlayacağım. Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Ermeni diye hiçbir vatandaşımızı ayırmayacağız. Eğer birisi sen Kürt’sün, sen Türk’sün, sen Ermeni’sin, sen Çerkez’sin sen Alevisin, sen sunisin diye bizi biz yapan farklılıklarımız üzerinden bizi ayırmaya çalışıyorsa bilin ki o kişi Türkiye’nin dostu değildir ve dış güçlerin uşağı olmuştur. Farkında olmadan dış güçlere hizmet eden ve bölücülük yapanlar varsa artık bunun farkına varın ve dış güçlere hizmet etmeyi bırakın. Sağcı, solcu ne olursanız olun gelin, hep beraber Büyük Türkiye için çalışmaya başlayalım.
